65 movies

November 22, 2023

Napolyon filmi, Fransız İhtilâli sonrası çalkantılı günler yaşayan Fransa'da Napolyon'un sıradan bir askerden, Fransa İmparatoru'na kadar yükselişinin hikayesini konu ediyor. Film aynı zamanda Bonaparte'ın eşi Josephine ile yaşadığı evliliği de gözler önüne seriyor. Bonapart, tek gerçek aşkı Josephine ile olan bağımlılık yaratan, değişken ilişkisinin prizmasından geçerek iktidara gelmek için amansız bir yolculuğa çıkar.

October 19, 1988

Yıl 2019. 3. Dünya Savaşı'ndan 31 yıl sonra. Yıkılan Tokyo yerine yapılan Neo-Tokyo'da kaos hüküm sürmektedir. Polis ve hükümet güçleri yeraltı örgütlerine karşı mücadele etmektedirler. Kaneda ve motosiklet çetesi, otoriteyi hiçe sayarak bildikleri gibi yaşamakta ve zamanalarını serserilik etmekle geçirmektedirler. Birgün çete üyesi Tetsuo, küçük bir çocuğun da bulunduğu bir kazaya karışır ve ağır yaralanır. Olay yerine gelen askeri birlikler Tetsuo'yu da alarak ayrılırlar ve üzerinde bir takım deneyler yaparlar. 3. Dünya Savaşı'na yol açan ve Tokyo'nun yıkılmasına sebep olan Akira Fenomeni nedir? Tetsuo'yu ne bekliyor? Kei ve örgütü neyin peşinde? Gizemler birbiri üzerine gelecek ve cevapları bu görsel şölende kendini gösterecek.

June 20, 2003

Çok gizli bir askeri proje, bazı dahi öğrencilerin de yardımıyla test aşamasına gelmiştir. Projenin başında Bruce Banner görev almaktadır. Test sırasında bir kaza olur ve Banner, tehlikeli Gama ışınlarına maruz kalır. Yoğun ışın yüzünden mutasyon geçiren Banner, sinirlendiği zaman yıkıcı güçlere sahip yeşil bir deve dönüşen yeni bir kişiliğe bürünür. Bruce Banner olarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da, zaman zaman kontrolden çıkan bir yaratığa dönüşmesi çok karmaşık ve trajik olayların yaşanmasına sebep olacaktır. Asıl soru, Hulk adı verilen korkutucu görüntüsüne rağmen yeşil devin, güçlerini kötülere karşı kullanarak kahramanlaşmasına rağmen yanlış anlaşılıp anlaşılmayacağıdır. Marvel Comics'in aynı isimli çizgi roman serisine aşina olan okurlarımız için sorunun cevabı basit olsa da, karşımızda merak uyandıran bir film olduğuna kuşku yok.

October 2, 1998

Z-4195 (seslendiren:Woody Allen), çalışan sınıfına ait bir karıncadır ancak kendini önemsiz ve değersiz hissetmektedir. Bir gün Prenses Bala (seslendiren:Sharon Stone)'yla karşılaşıyor ve sosyal statülerinin farklı olmasına karşın onun da kendisi gibi hissettiğini anlıyor. Bala'yı bir daha görebilmek için asker arkadaşı Weaver (seslendiren:Sylvester Stallone)'la yer değiştiriyor. Bu yer değiştirme sırasında General Mandible (seslendiren:Gene Hackman)'nin çalışan karıncaları yok edip, sırf asker karıncalardan oluşan bir topluluk yaratma planlarını öğreniyor. Z ve Bala ordan kaçma planları yapmaya başlıyorlar. Bütün hayalleri, sokaklarının yiyecekle dolu olduğu Insectopia'ya gitmektir.

Gibbons ve teknoloji uzmanı Toby Lee Shavers Ulusal Güvenlik Teşkilatı'nın XXX yeraltı operasyon merkezine bilinmeyen bir grup tarafından yapılan ölümcül bir saldırıdan kurtulmayı başarırlar. Gibbons katillerin hükümetin içinde radikal ve gizli muhalifler tarafından gönderildiğinden şüphelenir ve bunların izini sürmesi için yeni bir ajan aramaya başlar. Gibbons bu kez, içteki isyanın kaynağını keşfetmesi için deneyimli, sağlam bir askeri eğitim almış, ama sokaklarda da söz sahibi birini istemektedir. Ne yazık ki, bu iş için biçilmiş kaftan olan kişi hapistedir.

1870'lerin Japonya'sında Amerikan ordusundan Yüzbaşı Nathan Algren, Japon İmparatorunun davetlisi olarak, ülkenin ilk ordusunu eğitmek üzere doğuya gelir. Modernleşme eğilimleri gösteren feodal kültür, samuray tarzını da devam ettirmektedir... Algren, bir kaza geçirip samurayların lideri tarafından kurtarılınca köklü samuray kültürüyle tanışır ve etkilenir. Bir samuray savaşçısı gibi hareket etmeyi öğrenince büyük bir kararın eşiğine gelecektir. İki taraf arasında kalmıştır ve onurunun doğru yolu göstermesini beklemektedir...Japonya'nın modernizasyonuna dair olan hikaye, dönemi ve atmosferi ile olduğu kadar başrolündeki Tom Cruise ile de merak uyandırıyor.

January 17, 1986

When Doug's father, an Air Force Pilot, is shot down by MiGs belonging to a radical Middle Eastern state, no one seems able to get him out. Doug finds Chappy, an Air Force Colonel who is intrigued by the idea of sending in two fighters piloted by himself and Doug to rescue Doug's father after bombing the MiG base.

June 28, 2000

Duygusal anlamda yoğun ve hareketli bir film olan Vatansever'in kahramanı, Mel Gibson'un canlandırdığı Benjamin Martin karakteri. Savaşmaya pek de hevesli olmayan bir kahraman Benjamin Martin: Fakat çarpışmalar çiftliğinin sınırına dayanıp da İngilizler Benjamin'in değer verdiği insanları tehdit etmeye başlayınca, kendini Amerikan Devrimi'nin içinde buluveriyor. İdealist bir vatansever olan oğlu Gabriel'la birlikte silah kuşanıp Amerikan milislerinin başına geçiyor ve "kırmızı urbalılarla" göğüs göğüse çarpışıyor. Bunlar olurken, kendi ailesini korumasının tek yolunun genç Amerikan ulusunu topyekün bağımsızlığa taşımak olduğunu keşfediyor kahramanımız - fakat karanlık geçmişi, savaşta da peşini bırakmıyor...

Soğuk Savaş döneminde Ruslara saldırmak için bahane aramakta olan çılgın general Jack D. Ripper, Rusların 'Amerikan halkının vücut sıvılarını kirlettiği' gerekçesiyle SSCB'ne sürpriz bir nükleer saldırı yapmaya karar verir. Nükleer silahlarla yüklü bir Amerikan uçağı Rus sınırına yakın bir bölgede Soğuk Savaş döneminin tipik devriye uçuşlarından birini yapmaktayken mürettebat Ripper'dan SSCB'ne saldırı emrini alır.Fakat Rus büyükelçisi DeSadesky Amerikan makamlarına Rus savunma teknolojisinin geldiği son noktanın ürünü olan 'Doomsday Device'dan bahsettiğinde ve Başkan'ın danışmanlarından eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove buluşun varlığını onayladığında durum daha da tehlikeli bir hal alır; 'Doomsday Device', SSCB'ne yapılacak herhangi bir nükleer saldırıda dünyadaki tüm canlıların yok olmasını sağlayacak bir karşı tehtid silahıdır...

Filmin konusu Fransız ordusundaki komuta kademesinin savaşmak istemeyen askerlere gözdağı verip korkutmak amacıyla suçsuz askerleri kurşuna dizmesidir. Fransız Ordusu da savaş sırasında diğer müttefik orduları gibi korkaklık suçundan dolayı infazlar gerçekleştirmiştir. Ancak filmin merkezinde duran sorun, verilen emre karşı gelerek saldırıya geçmeyen tüm cephenin yerine rastgele seçilen askerlerin kurşuna dizilmesidir. Bu tür cezalandırma tarihte Romalılar tarafından yaygın olarak uygulanmıştır. Onuncunun cezalandırılması olarak dilimize çevrilebilecek decimation cezasında suçlular arasından her on kişiden bir tanesi öldürülerek ceza uygulanır. Bu ceza Fransız Ordusunda, Flanders yakınlarında 15 Aralık 1914 tarihinde geri çekilen Cezayir Alayı 8.Tabur 10. Bölük askerleri hücum emrine uymayınca uygulanmıştır...

March 10, 1995

Tehdit filmi günümüzden 30 yıl öncesinde, Afrika'da başlıyor. Amerikalı doktorlar ölümcül bir virüsün kuşattığı kasaba insanlarını kurtarmaya çalışırken, yüksek rütbelilerden birinin verdiği emirle orada bulunan herkes öldürülür. Savunma bakanlığının kökten çözdüğünü düşündüğü sorun, yıllar sonra yeniden baş gösterir ve dolambaçlı yollardan Yeni Dünya'ya giren virüs bir anda Amerikalıları esir alır. Olayı çözmek ise yeni boşanmış bir çift olan Sam Daniels (Dustin Hoffman) ve Doktor Robby Keough'a (Rene Russo) düşer.

Üç kan kardeşinin bir savaşın ortasında kahramanca verdikleri yaşam mücadelesini anlatmaktadır.

December 25, 1926

Güneyli bir demiryolu mühendisi olan Johnny Gray, General adını verdiği tren motorunu neredeyse kız arkadaşı Annabelle Lee kadar sevmektedir. Sumter Kalesi'nden İç Savaş'ın ilk ateşleri açılınca Johnny orduya yazılmak ister. Fakat mühendis olarak daha faydalı olduğuna karar verilir. Johnny reddedilmiştir. Annabelle onu bir korkak olduğunu düşünüp terk eder.

Bir grup asker kendilerini Araknidler ("Böcekler") tarafından istila edilmiş bir dünyada kıstırılmış halde bulur. Bulundukları dünyadan tahliye olmayı beklerken terk edilmiş bir karakola sığınan askerler, kısa zaman sonra asıl tehlikenin etraflarını sarmış "Böcekler" olmadığını fark ederler.

II. Dünya Savaşı sırasında, bir müttefik bombardıman uçağı işgal altındaki Paris üzerinde iken Almanların açtığı ateş sonucunda vurularak düşer. Uçuş komutanı Sir Reginald (Terry-Thomas) ve diğer mürettebat paraşütle atlamak zorunda kalırlar. İndikleri bölgede bazı sivil Fransızlardan yardım görürler. Bunlardan boya ustası Augustin Bouvet (Bourvil) ve huysuz orkestra şefi Stanislas LeFort (Louis de Funès) İngiliz mürettebatı önce saklarlar sonra da Fransa'nın güneyine, henüz Almanların işgal etmediği özgür bölgeye kaçmalarına yardım ederler.

Idi Amin'in Uganda'sı ile ilgili neler biliyorsunuz? Dünyanın tanıdığı en vahşi diktatörlerden bir olan Idi Amin'in Uganda'sı ile bizleri tanıştıran film, insanlık tarihinin karanlık sayfalarından birine kamerasını çeviriyor.Tıbbi bir misyonla Uganda'ya gelen genç doktor Nicholas Garrigan, bu uzak ve çok da fazla tanımadığı ülkeye doğru yola çıktığında oldukça idealist düşüncelerle yüklüdür. Fakat bu düşüncelerinin yerini büyük bir karanlığın alması uzun sürmez. Son derece katı ve barbar bir yönetim şekli yürüten Idi Amin'in emirleri altında, hareket sınırları oldukça dardır. İlk zamanlar bunun onurunu yaşasa da Garrigan'ın, nasıl bir barbarlığın parçası yapılmak istendiğini anlaması uzun sürmeyecektir. Ama yanlışlardan geri dönüş, sandığı kadar kolay olmayacaktır.

With this film (the second war trilogy set during the Filipino-American war in the early 1900s), the revolution marches on against the Americans after the bloody death of General Antonio Luna. The conflicted philosophies behind the heroic struggle continue and become personified in the colorful character of General Gregorio "Goyo" del Pilar.

January 25, 1970

Film 1943 yılında 2.Dünya Savaşı'nın Kuzey Afrika cephesi ile başlar.Savaş tarihinin en eksantrik komutanlarından biri olan Tankçı General George S. Patton Jr.(George C. Scott) 'ın karşısında Çöl Tikisi lakaplı ünlü Alman Mareşali Rommel (Karl Michael Vogler) vardır.Askeri dehasının yanı sıra savaş tarihini de çok iyi bilen Patton,Rommel'in yazdığı kitapları da okumuştur ve onun taktiklerini kullanarak 'Çöl Tilkisi' ni Kuzey Afrika'dan sürer.Bu başarısı üzerine korgeneralliğe terfi ettirilerek Sicilya 'ya gönderilir.Burada Müttefiklerin diğer bir ünlü komutanı İngiliz mareşali Montgomery (Michael Bates) ile bir rekabete girer.Kimi zaman üstlerinin emirlerine itaatsizlik eden,bencil,boşboğaz ve küfürbaz bir asker olan Patton'un bu huyları onun askeri dehasının önüne geçer.Disiplin takıntısı yüzünden bir hastane teftişi sırasında korkaklıkla suçladığı hasta bir eri tokatlaması ve ona herkesin içinde hakaretler yağdırması kariyerini tehlikeye sokar.

Feci bir savaştan sonra, eksantrik bir general bir yapımcıya perişan bir sığınakta yol gösterir.

October 19, 2001

ABD ordusunun, en ünlü taktik uzmanı general Eugene Irwin (Robert Redford), Körfez Savaşı ve Bosna'da gösterdiği başarılardan dolayı ülkesinde kahraman gözüyle bakılan, orduda saygı duyulan bir askerdir. Görev sırasında aldığı bir emri yerine getirmeyip, 8 askerin ölümüne sebebiyet vermekten on yıl mahkûm edilir. Albay Winter'in emrindeki, Yüksek güvenlik sistemleri ile korunan Castle Askeri cezaevine kapatılır. Haksızlığa uğradığını düşünsede, cezaya razı gibi görünür.

Can't find a movie or TV show? Login to create it.

Global

s focus the search bar
p open profile menu
esc close an open window
? open keyboard shortcut window

On media pages

b go back (or to parent when applicable)
e go to edit page

On TV season pages

(right arrow) go to next season
(left arrow) go to previous season

On TV episode pages

(right arrow) go to next episode
(left arrow) go to previous episode

On all image pages

a open add image window

On all edit pages

t open translation selector
ctrl+ s submit form

On discussion pages

n create new discussion
w toggle watching status
p toggle public/private
c toggle close/open
a open activity
r reply to discussion
l go to last reply
ctrl+ enter submit your message
(right arrow) next page
(left arrow) previous page

Settings

Want to rate or add this item to a list?

Login