72 film

Yönetmenin kurguladığı Final Cut versiyonu ile izleyici karşısına çıkan film, Vietnam'da görev alan bir Amerikan askerine verilen görev sonrasında yaşananları konu ediyor. Yüzbaşı Benjamin Willard, zorlu bir görevle karşı karşıyadır. Willard'dan, Vietnam Savaşı sırasında ordu emirlerini görmezden gelip kendisini tanrı ilan eden özel tim albayını öldürmesi istenir. Willard, gizli görevi yerine getirmeye çalışırken kendisini zorlu durumlarla karşı karşıya bulur.

, 19, 1986

Chris Taylor, genç ve idealist bir Amerikalı'dır, ve çok geçmeden Vietnam'da sadece Viet Cong'larda değil, aynı zamanda içinde büyüyen korku, fiziksel bitkinlik ve gitgide artan kızgınlığıyla da savaşmak zorunda olduğunu anlar. Taylor'ın iki kumanda komutanı düşman ve kendi aralarındaki iki savaş net bir çizgi çizmektedir, ama çelişkiler, kaos ve nefret Taylor'ın içine işler, inançlarını boğar ve duyularını insanın en yüksek tuttuğu değer olan hayata karşı hissizleştirir...

Anthony Swoff, Sacramento’da Camus okuyan bir gençtir. 1980’lerin sonlarında askere alınır. Kim olduğunu bilmediği ve esas nedeni de kavrayamadığı bir düşmana karşı savaşması gerekmektedir. Körfez Savaşı sırasında Amerikalı askerler, kendilerine yapılan saç tıraş modeli için bir isim takmışlardır. Kavanozkafa. Yani Jarhead. İşte savaşta duruşları da zaten tam da bu ironik yaklaşım etrafında döner. Aksi takdirde gönüllülük kisvesi altında direnç gösterip de mücadele etmeleri o kadar kolay olmayacaktır. Anthony Swofford’un romanından uyarlanan filmin yönetmeni Sam Mendes.

Soğuk Savaş döneminde Ruslara saldırmak için bahane aramakta olan çılgın general Jack D. Ripper, Rusların 'Amerikan halkının vücut sıvılarını kirlettiği' gerekçesiyle SSCB'ne sürpriz bir nükleer saldırı yapmaya karar verir. Nükleer silahlarla yüklü bir Amerikan uçağı Rus sınırına yakın bir bölgede Soğuk Savaş döneminin tipik devriye uçuşlarından birini yapmaktayken mürettebat Ripper'dan SSCB'ne saldırı emrini alır.Fakat Rus büyükelçisi DeSadesky Amerikan makamlarına Rus savunma teknolojisinin geldiği son noktanın ürünü olan 'Doomsday Device'dan bahsettiğinde ve Başkan'ın danışmanlarından eski Nazi bilimadamı Dr. Strangelove buluşun varlığını onayladığında durum daha da tehlikeli bir hal alır; 'Doomsday Device', SSCB'ne yapılacak herhangi bir nükleer saldırıda dünyadaki tüm canlıların yok olmasını sağlayacak bir karşı tehtid silahıdır...

" 26, 1987

Yönetmen Stanley Kubrick, Full Metal Jacket filminde savaşın ve askerliğin, insanların duygularını nasıl yok ettiğini gün yüzüne çıkarıyor. 18 yaşındaki acemi bir askerin gözünden, acemi askerlerin Deniz Kuvvetleri'ndeki ilk günlerinden başlayarak nasıl insani duygularının yok edildiğini ve bireysellikten çıkarılıp Deniz Piyadesi olarak nasıl tekrardan yaratıldıklarını anlatıyor. Film, 1968 yılında Vietnam harekatı için yetiştirilen askerlerin ruhlarında bıraktığı zarar ve savaşın nasıl insanlık dışı bir şey olduğunu açığa çıkartıyor. Gustav Hasford'un "The Short-Timers" isimli romanından uyarlanmıştır.

Filmde 1951 yılında Kore Savaşı sırasında cephenin gerisinde görev yapan ve MASH ('Seyyar Ordu Cerrahi Hastanesi' anlamına gelen 'Mobile Army Surgical Hospital' kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır) adı verilen sahra hastanelerinden birinde görev yapan ve genel olarak 'kasap' olarak adlandırılan bir grup cerrah ve yardımcı personelin serüvenleri anlatılmaktadır. Bu cerrahlar ekibinin hiç biri meslekten asker değildir. Buraya sivil hastanelerden gelmişlerdir. Dolayısı ile askeri disiplin buradaki çadır hastanelerde en son görülecek şeydir. Her gün yapılan ağır ameliyatlar, kesilen uzuvlar, ölen insanlar ve savaşın diğer acıları arasında gülmeye, eğlenmeye ve gırgırlarını geçmeye vakit bulabilirler, tabii asli görevlerini hiç aksatmadan. Aslında filmde tek bir çarpışma sahnesi yer almaz, buna rağmen MASH en büyük savaş karşıtı filmlerden biridir...

Film, muharebe sırasında bombaları etkisiz hale getirmekle görevli askerlerin yaşamından bir kesit sunuyor. Çavuş James yeni atandığı görevinde, yüksek eğitim almış bir grup askeri şiddet dolu bir çatışmaya gönderir. James adeta ölüme meydan okurca kaygısız davranmaktadır. Askerler yeni ve vahşete eğilimli önderlerini zaptetmeye çalışırken, şehirde kaos başlar.

Vietnam sonrası sendromunu en iyi anlatan filmlerden birisi Avcı. Savaş sonrası herşeyin bittiğine ve artık herşeyin iyi olacağına inanmak isteyen bir kaç arkadaşın sivil yaşama uyum sağlayamamaları öykünün odak noktasını oluşturuyor. Savaşın insanlar üzerindeki tahribatı ile bir savaş karşıtı film olmasının yanısıra, Michael Cimino'nun karakterler üczerinde yaptığı usta çalışmayla da öne çıkan bir film. Birlikte savaştığı ve aynı kasabaya döndüğü arkadaşına yardım etmek için elinden geleni yapan Robert De Niro'nun varlığını ve usta oyunculuğunu da vurgulamadan geçmemek gerek. Bu arada, filmde savaşın anlamsızlığını vurguluyan Rus ruleti sahnesi çok beğenilmiş ve konuşulmuştu...

1969 yılında Vietnam savaşı sırasında Amerikan 101. Hava İndirme Birliği'nin, on gün süren ve sonradan "Hamburger Tepesi" adıyla anılacak büyük stratejik önemi olan, 937 no'lu tepeyi ele geçirme çabalarının kan, dram ve dehşetle yoğrulmuş hikayesi... Tepenin bu isimle anılmasının nedeni, Kuzey Vietnam'lılar tarafından açılan yoğun ateş nedeniyle tepeye saldıran Amerikan askerlerinin adeta et yığınlarına dönmelidir.John IRVIN'in yönettiği ve Don Cheadle'ın önemli rollerden birinde yer aldığı Hamburger Tepesi, Vietnam savaşını anlatan filmlerin en iyilerinden biri.

Nazi Almanya'sının tıpkısının aynısı bir başka diktatörlükte, kararları ve yönetimi ile ülkesini kırıp geçiren Diktatör Adenoid Hynkel, ülkede kendisine ikizi kadar çok benzeyen son derece saf karakterli bir Yahudi berberin yaşadığından habersizdir. Hynkel'in askerleri Yahudileri teker teker toplama kamplarına götürmek üzere toplarken Yahudi Berber'in Hynkel'e olan benzerliği nedeni ile onu Büyük Diktatör zannederler ve bu benzerlik büyük bir karışıklık yaşanmasına neden olur. Charles Chaplin'in Nazi Almanya'sını ve Hitler'i hicvettiği bu eğlenceli komedi, sinema tarihinin en başarılı hiciv örnekleri arasında yer alıyor.

İkinci Dünya Savaşı sırasında Guadalcanal da savaşan bir grup Amerikalı erkeğin değişmelerinin, acı çekmelerinin ve kendileriyle ilgili önemli keşifler yapmalarının öyküsü. Film Pasifik adalarında Japonların ilerlemelerini durduracak olan, savaşta anahtar görevi görmüş çatışmalardan birini arkaplanına almış. Ama öykü, bunun ötesinde, hayatta kalmak için savaşan, korkunç stres altındaki insanların aralarında gelişen güçlü bağların arasında dolaşıyor.

Filmin konusu Fransız ordusundaki komuta kademesinin savaşmak istemeyen askerlere gözdağı verip korkutmak amacıyla suçsuz askerleri kurşuna dizmesidir. Fransız Ordusu da savaş sırasında diğer müttefik orduları gibi korkaklık suçundan dolayı infazlar gerçekleştirmiştir. Ancak filmin merkezinde duran sorun, verilen emre karşı gelerek saldırıya geçmeyen tüm cephenin yerine rastgele seçilen askerlerin kurşuna dizilmesidir. Bu tür cezalandırma tarihte Romalılar tarafından yaygın olarak uygulanmıştır. Onuncunun cezalandırılması olarak dilimize çevrilebilecek decimation cezasında suçlular arasından her on kişiden bir tanesi öldürülerek ceza uygulanır. Bu ceza Fransız Ordusunda, Flanders yakınlarında 15 Aralık 1914 tarihinde geri çekilen Cezayir Alayı 8.Tabur 10. Bölük askerleri hücum emrine uymayınca uygulanmıştır...

61 yıl önce Amerikan işgal kuvvetlerin karşı Iwo Jima Adası'nı savunan Japon askerlerinin ve başlarındaki generalin hiç anlatılmamış öyküsüyle karşımıza çıkıyor. Iwo Jima'daki askerler arasında; yeni doğan kızını görmekten başka bir isteği olmayan fırıncı Saigo; becerisi ve onuruyla dünyaca tanınan Olimpiyat şampiyonu binici Baron Nishi; idealizmi henüz savaş sınavından geçmemiş eski bir askeri polis olan genç Shimizu ve teslim olmaktansa intiharı yeğleyebilecek katı bir asker olan Teğmen Ito vardı. Savunmaya önderlik eden isim ise, Amerika'ya yaptığı yolculuklarla savaşın umutsuz doğasını anlamış ama aynı zamanda Pasifik'in ötesinden gelen devasa Amerikan filosunu yenmek için gereken stratejiyi kavramış olan Tuğgeneral Tadamichi Kuribayashi idi...

İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Almanya'nın içlerine doğru ilerleyen Amerikan ordusuna karşı savaşacak ordusu zayıflayan ve azalan Almanya artık 16 yaşında çocukları da askere alıp cepheye sürmektedir. Küçük bir kasabanın okulunda birlikte okuyan 15-16 yaşlarında 7 arkadaş birbirlerinden de etkilenerek askere yazılır. Temel eğitim almaya başladıkları sırada Müttefiklerin kendilerine doğru geldiğini gören komutan bu 7 genci, biraz da korumak maksatlı kendi kasabalarının köprüsünde görevlendirir. Ancak bozguna uğrayan Alman ordusu çok çabuk bölgeyi boşaltınca Köprüdeki 7 arkadaş düşman tanklarıyla karşı karşıya kalırlar.. Savaşın acımasız yüzünü gösteren iyi bir film..

Bir grup acemi genç Alman askerinin, 1.Dünya Savaşı sırasında büyük bir idealizmle başlayan hikayelerinin, hayal kırıklığıyla sonuçlanmasını anlatıyor. Başrol oyuncusu Lew Ayres’in canlandırdığı Paul Baumer’in repliği, filmin konusunu da özetliyor: “Siperlerde yaşıyor ve savaşıyoruz. Ölmemeye çalışıyoruz, tek yaptığımız bu” Modası çabuk geçen pek çok mesaj filmlerinin aksine, Erich maria Remarque’nin savaş karşıtı romanından uyarlanan filmin etkisi yıllar sonra bile hiç azalmamıştır. Lewis Milestone’nun ölçülü, sade ve insanı derinden etkileyen çalışması, yıllar sonra bile pek çok ülkede yasaklıydı.

Masumiyetin kaybolup cesarete dönüştüğü bir hikaye.Oliver Stone'un Vietnam'a 'sol'dan bir bakış attığı 'Doğum Günü Dört Temmuz', muhafazakar görüşlü, içi Amerikan vatanseverliğiyle dolu bir gencin savaşa gitmesini ve gerçeklerle yüz yüze gelmesini anlatıyor. Tom Cruise filmdeki rolüyle Oscar adayı olmuş ve unutulmaz bir performans vermişti.

Dünya tarihinin kanlı sayfalarından bir yaprak: Vietnam Savaşı. Beş Amerikan askeri, yerli halktan bir kızı kaçırarak tecavüz eder. İçlerinden sadece biri, bunu reddetse de, diğerlerine engel de olmaz. Genç kızın daha sonra öldürülmesiyle olayın asla kapanmayacak insani boyutu açılacaktır.Tek bir olay üzerinden, genel olarak savaşın insanı acımasızlaştıran yönlerini eleştirel bir gözle ele alan Brian De Palma imzalı film, savaş karşıtı filmler arasında önemli yeri olan bir çalışma.

Peter Weir'in hikayesiyle 1915 senesinde Avustralyalı iki arkadaşın paylaştığı dostluğu anlatan bu filmde Mel Gibson olağanüstü bir performans sergiliyor. Kıtaları ve okyanusları aşıp, piramitlere tırmanıp eski Mısır'ın topraklarından geçerek Gelibolu'da savaşmakta olan alaylarına katılırlar. İki arkadaşın kaderi, I.Dünya Savaşı'nda Avustralyalılara karşı Almanlar ve Türklerin yapmış olduğu bu savaşla şekilleniyor.

Moskova da yaşayan ve birbirlerine deli gibi aşık iki genç, Veronika ve Boris 2.Dünya Savaşı'nın başlaması ile birbirlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Askere gönüllü yazılan Boris, Veronika'nın doğum gününden bir gün önce cepheye gönderilir. Birbirlerine veda etme fırsatı bile bulamazlar. Boris'ten uzun süre haber alamayan Veronika, Boris 'in kuzeni Fyodor'un tecavüzüne uğrar ve sevmediği halde onunla evlenmek zorunda kalır. Bütün bu olanlar Veronika'ya Boris'i unutturmaya yetmez.

Yıl 1959. Hiroşima’ya atılan bombanın ardından barışla ilgili çekilen bir filmde oynayan Emmanuelle Riva , Hiroşima’da kalan son iki gecesini Eiji Okada ile geçirir. İkisinin mutlu birer evlilikleri olmasına rağmen birbirlerine aşık olurlar. Eiji, Emmanuelle’nin kısa zaman içinde ülkesi olan Fransa'ya döneceğini öğrenince, Hiroşima’da onunla kalması için uğraşır. Bu esnada Emanuelle, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman bir asker olan ilk aşkını hatırlar.

Bir filmi veya diziyi bulamıyor musun? Eklemek için oturum aç.

Küresel

s arama çubuğuna odaklan
p profil menüsünü aç
esc açık bir pencereyi kapat
? klavye kısayol penceresini aç

Medya sayfalarında

b geri git (veya uygulanabilirse ana ekrana)
e sayfayı düzenlemeye git

TV sezonu sayfalarında

(sağa ok) sonraki sezona git
(sol ok) önceki sezona git

TV bölüm sayfalarında

(sağa ok) sonraki bölüme git
(sol ok) önceki bölüme git

Tüm görüntü sayfalarında

a resim ekle penceresini aç

Tüm düzenleme sayfalarında

t çeviri seçiciyi aç
ctrl+ s formu gönder

Tartışma sayfalarında

n yeni tartışma oluştur
w izleme durumunu değiştir
p umumi/hususi değiştir
c kapalı/açık değiştir
a etkinliği aç
r tartışmayı yanıtla
l son yanıta git
ctrl+ enter mesajını gönder
(sağa ok) sonraki sayfa
(sol ok) önceki sayfa

Ayarlar

Bu öğeyi derecelendirmek veya bir listeye eklemek ister misiniz?

Giriş