148 filmov

19. október, 1983

Uzun yıllar boyunca standart bir şekilde ilerleyen evliliğinin ardından karısı Teresa'nın cinsel dürtülerini uyandırmaya karar veren Profesör Nino Rolfe, gizli arzularını kaleme aldığı günlüğünü karısı tarafından "tesadüfen" bulunması için uygun bir yere bırakır. Bir süre sonra Teresa da aynı şeyi yapmaya başlar ve bu durum ikisi arasında bir kedi-fare oyununa dönüşür. Tinto Brass'ın, Junichirô Tanizaki'nin romanında büyük değişiklikler yaparak kendi sinemasına adapte ettiği La Chiave, Brass'ın genel yönteminin zıddına karakterler ve kurgu açısından da dolu ve başarılı olmasıyla takdir edilmiştir ve bu farklılığa rağmen her sahnesiyle auteur'ünün adını aklımızda yankılatmaya devam etmektedir.

1930’ların İtalya’sında geçen filmde hayat dolu bir Yahudi muhasebeci olan Guido Orefice (Roberto Benigni), güzeller güzeli öğretmen Dora’ya (Nicoletta Braschi) vurulur ve tüm engellere rağmen evlenirler. Ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında İkinci Dünya Savaşı patlak verir ve Almanlar İtalya’yı esir alır. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğlu Giosué’ye (Giorgio Cantarini) esir kampının ve savaşın bir oyun olarak söyleyecek; oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği bir oyuncak tankı hediye edecektir.

Film 2020 yılında ve İngiltere’de geçmektedir. Tarihte olaylar farklı gelişmiş, yok edici bir savaş dünyanın yüzünü değiştirmiştir. Yüzyıllar boyu liberalleşmenin simgesi olan İngiltere artık uzun bir süreden beri, totaliter ve faşist bir şekilde yönetilmektedir. Ne siyasi ne de kişisel özgürlüklerin olduğu bu ortamda aniden ortaya çıkan ve zaman zaman absürtlük derecesinde saçma terörist eylemlere kalkışan esrarengiz bir figür her şeyi değiştirecektir. Özgürlüğün anlamını bilmeyen genç bir kadını da... Gizemli V, belaya bulaşmış masum bir kadın olan Evey’i kurtarır. Ancak bu kurtarış, tam da ulusun kurtuluşunu temsil eder çünkü onun davranışı aslında toplumun uyanışını tetikleyen ve başkaldırıyı başlatan unsurdur. Tam da bu sebeple artık insanlık adına bir ayaklanma zamanıdır. Alan Moore’un romanından uyarlanan film, son derece epik bir hikâyedir.

Mussolini'nin İtalya'sında, faşizmin yükselişi sırasında geçen filmde, babasının beklentilerini karşılamaya çalışan kukla çocuk Pinokyo’nun aşk ve itaatsizlik hikayesi anlatılıyor. Gerçek bir çocuk olmayı hayal eden tahta kukla hakkındaki ünlü Carlo Collodi masalının karanlık, çarpık bir yeniden anlatımı.

31. december, 1992

1920'lerin Adriyatik Denizi'nde sadece bir tek pilot göklerin hakimidir: Porco Rosso, büyülü güçler tarafından domuza çevirilmiş yetenekli pilot. Porco, uçakları gökyüzündeki diğer çete uçaklarından koruduğu yalnız bir hayat sürmektedir. Hayatını kendine ait bir adada yaşayarak ve otel sahibi güzel arkadaşı Gina'yı ziyaret ederek geçirmektedir. Ancak bir gün Porco'yu ve uçağını vurarak kendi ününü yaratmak isteyen bir pilot adaya gelir. Bunun üzerine Porco genç mühendis arkadaşından uçağını bu büyük savaşa hazır hale getirmesini ister...

8. december, 1969

Devrimci-Sosyalist bir politikacı olan Dr.Lambrakis ,(Yves Montand)barış savunucularının gösterisinde devletin sağ kanadının organize ettiği bir suikaste kurban gider. Cinayetin hemen arkasından devlet ve ordu görevlilerinin yaptıkları tek şey, olayı örtbas etmek için gerekli delilleri ortadan kaldırmaktır. Fakat prosedür gereği açılan davaya atanan savcı, olayın derinlerine indikçe karşılaştığı akıl almaz gerçeklerle yılmadan tıpkı bir dedektif gibi araştırmasına devam eder. Ama bu araştırma sırasında karşısına çıkan engeller, devletin içinde tahmininden de derin makamlardan gelecektir. Jean-Louis Trintignant'ın bir savcıyı ve Yves Montand'ın da solcu bir partinin önde gelen temsilcilerinden birini canlandırdığı filmde barışın önemi, faşist çeteler ile hükümet içindeki güçlerin ilişkisi bağlamında derin devlet sorunsalı irdelenmektedir.

Mutlak güç, mutlak yozlaşmayı getirir. Topluma önderlik eden dört insan, özel olarak seçilen genç kız ve oğlanları sistematik bir biçimde aşağılayarak onlardan yararlanır ve işkence eder... Bir dizi müstehcen öyküyle başlayan bu sefahat dolu işkence, dinsel bir tören havasının ardına gizlenmiştir. Filmin gelişimi cinsel sapıklıktan sadizme, işkenceden ölüme kadar amansızca uzanır. İşkencelerin alacağı bir zevk yoktur, acımaları da... Pasolini'nin son filminde bir ölüm kokusu, çöküş ve umutsuzluk sancıları içinde kıvranan insanlığa soyutlanmış son bir ağıt yatar. Faşizme karşı zehir zemberek bu film, kasvetli bir tür vasiyettir sanki...

Derek Vinyard, odasında ve göğsünde Nazi amblemi bulunan; zenci düşmanı bir Nazi'dir. Kardeşi Danny ise, Derek kadar cesur ve atılgan olmasa da, abisi kadar ırkçı bir Nazi'dir. Zenciler tarafından öldürülen babası yüzünden nefreti dizginlenemeyen Derek, bir gece hayatını tümüyle değiştirecek olan bir suç işler. Derek Vinyard, artık bir katildir ve hapishaneye gönderilir. Zenci bir çamaşırcıyla arkadaş olan Derek, nefret ettiği siyah tenli adamların, psikolojisini altüst eden sapkın kurallarıyla tanışınca, inançları ve 'hayatta kalma arzusu' arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır. Öte yandan, kardeşi Danny, genç bir adam olmuş ve tıpkı abisi gibi 'acımaz bir ırkçı' olarak yetişmektedir.

26. október, 2018

Yeniden uyarlama film, 1977 yılının Berlin'inde geçiyor. Amerikalı bir genç kadın olan Susie Bannion, dünyaca ünlü bir dans okulu Markos Tanz Company'e katılır. Tam Susie'nin geldiği sıralarda, okulun başka bir üyesi olan Jessica gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuştur. Okulun devrimci sanat yönetmeni olan Madame Blanc'ın rehberliğinde Susie olağanüstü bir ilerleme kaydederken, kendine Sara isimli bir arkadaş da edinir. Zaman içerisinde iki arkadaş bu prestijli okulun ve yöneticilerinin karanlık bir sırrı sakladıklarından şüphelenmeye başlar...

Nazi Almanya'sının tıpkısının aynısı bir başka diktatörlükte, kararları ve yönetimi ile ülkesini kırıp geçiren Diktatör Adenoid Hynkel, ülkede kendisine ikizi kadar çok benzeyen son derece saf karakterli bir Yahudi berberin yaşadığından habersizdir. Hynkel'in askerleri Yahudileri teker teker toplama kamplarına götürmek üzere toplarken Yahudi Berber'in Hynkel'e olan benzerliği nedeni ile onu Büyük Diktatör zannederler ve bu benzerlik büyük bir karışıklık yaşanmasına neden olur. Charles Chaplin'in Nazi Almanya'sını ve Hitler'i hicvettiği bu eğlenceli komedi, sinema tarihinin en başarılı hiciv örnekleri arasında yer alıyor.

19. september, 1974

Büyük beğeni kazanan bir yarı otobiyografi olan Amarcord, 1930larda Mussolini hakimiyetinden hemen önce küçük bir Adriyatik köyündeki yaşam üzerine odaklanmaktadır. Bahar geldiğinde köyde bir festival düzenlenir ve yeni yaşamı kutlamak için sembolik bir şenlik ateşi yakılır. Meydandaki bu buluşma, film boyunca gerçekleşecek birçok buluşmanın ilkidir. Her bir araya geldiklerinde, topluluğun renkli üyeleri kendilerini bütünüyle ortaya koyup tuhaf kişiliklerinden övünç duyarlar. Fesat hâkim olur her yerde. Filme yayılan kaotik hava filmde açık bir olay örgüsü görülmesini zorlaştırır. Amarcord gerçeküstü birkaç sekansa bölünür ve bunlardan birkaçı rengârenk köy ortamında oradan oraya dolaşıp duran Titta adlı genç bir adamın çevresinde gelişir. Siyaset ve aile ilişkileri grotesk bir uyumsuzluk ortamında birbirine karışır. Amarcord 1975 yılındaki En İyi Yabancı Film Akademi Ödülü de dahil tam 13 ödül kazandı.

Yıl 2007.Fransız başkanlık seçimlerinde muhafazakar ve aşırı sağcı taraf karşı karşıya gelir.Varoşlarda ayaklanma çıkmış, her köşede alevler yükselmektedir. Kent merkezindeki kargaşa ortamından yararlanmak isteyen küçük çaplı bir hırsız çetesi, büyük bir soygun hazırlığındadır. Başarılı oldukları takdirde ülke dışına kaçaçak ve çetenin kadın üyesinin çocuğunu aldırabilmesi için gereken parayı elde edeceklerdir.Ancak soygun sırasında işler kötü gider ve grup bölünür. Polisten kaçmaya çalışan bazı çete üyeleri, Lüksemburg sınırı yakınında ıssız bir pansiyona saklanırlar. Soyguncular kaba saba görünümlü otel sahiplerinin, eski bir Nazi olduğundan habersizdirler. Pansiyon sahibi kendi ari ırklarından oluşan yeni dünya düzeni kurmak için, faşist fantezilerini bu kişiler üzerinde gerçeğe dönüştürmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar...

1. marec, 2019

Alman askerleri Paris’in hemen dışındadır. Gerog, Weidel adlı bir yazarın eşyalarını ulaştırmak için yola çıkar ve Marsilya’ya ulaşır. Fakat şehre geldiğinde Weidel’in işkence korkusundan intihar ettiğini öğrenir. Artık eşyaları ona kalmıştır. Bunların içinde bir roman taslağı, bazı mektuplar ve Meksika Elçiliği’nin vize güvencesi vardır. Sadece ayrılacaklarını kanıtlayabilenler bir liman kentinde bulunabilir ve bu da potansiyel bir ülkeden giriş iznidir. Georg, koşullar gereği Weidel’in kimliğine bürünür. Şehirden ayrılmak için onay beklediği sırada birçok mülteci ile ilişki kuran Georg’un, gizemli Marie ile tanışınca tüm planları değişir.

18. marec, 2008

Film, enerjik ve karizmatik bir öğretmen olan Rainer Wegner'ın otokrasi üzerine verdiği ders ile başlar. Öğrencilerin ilgisizliği üzerine dikkatlerini çekmek için bir deney yapmaya karar verir. Öğrencilerinden kendisini liderleri olarak kâbul etmelerini ve kendisine Mr. Wegner diye hitap etmelerini ister. “Disiplin aracılığıyla güç” sloganını seçer, bir logo yaratır ve gizli bir işaretle iletişim kuran bu gruba “The Wave” adını verir. Öğrenciler, umulmadık bir şekilde bu deneyden zevk almaya başlarlar. Ancak grup giderek kontrolden çıkar ve kısa sürede farklı boyutlara ulaşır * 1967 yılında California'da yaşanmış gerçek bir olayı günümüz Almanyasına aktaran The Wave, faşizmin köklerine dair etkileyici ve güncel bir hikaye * Birazcık abartı olsa da hiç fena değil. Otokrasi'nin gerçek yüzünü ortaya çıkartmaya çalışmışlar ve başarmışlar da.

6. december, 2002

3. dünya savaşının yaralarını zor da olsa sarmayı bilmiş yakın geleceğin dünyasındayız. Savaşın travmasını üzerinden atamamış olan hakim totaliter sistem, barışı korumak adına insanların duygularını baskı altına almaktadır. Sanatsal nesneler bulundurmak ve güzel sanatlarla iştigal etmek yasaktır. Duygu ve heyecan uyandıracak şeylerle ilgilenmek, ölüm cezasına bile yol açabilmektedir. Üst düzey bir güvenlik ajanı olan John Preston, kurallara karşı duranları bulup yok etmekle görevlendirilmiştir. Kullananlarda sisteme uygun bir ruh hali yaratan Prozium'u içmekten vazgeçtiğinde, sistemin en büyük silahlarından biri olan ajan eski kimliğinden uzaklaşmaya başlayacaktır...

14. december, 1984

Distopik bir evrende geçen film 3. Dünya Savaşı'nın henüz sonlandığı dünyamızda geçer. Dünyanın en büyük devleti olan Okyanusya, günümüz Londra'sının yerine kurulmuştur. Okyanusya deyim yerindeyse tam bir korku imparatorluğudur. Bu ülkede yaşayayan herkes, yönetim diktesinin buyurduğu her şeye harfi harfine uymak zorundadır. Bu evrende ne kitap okumak serbesttir ne de aşık olmak... Hükümetin haberleşme ve sansür işlerinin yürütüldüğü bakanlıkta çılan Winston Smith, diğer çalışanlar gibi görevi gereğince halkı farklı yalanlarla uyutmak ve sahte gerçeklikler yaratmak zorundadır. Ancak Okyanusya'ya ait her şeyin kocaman bir yalandan ibaret olduğunu öğrendiği an vatanseverliğini ve hayatını üzerine kurduğu bu sahte dünyayı sorgulamaya başlar.

7. október, 1977

“...1900'ün yalnızca siyasal bir film olarak anılmasını istemem. Bu, daha geniş olarak yaşam, yazgı, aşk ve siyaset üzerine bir filmdir. Çünkü siyaset de gündelik yaşamımızın bir parçasıdır...” - Bernardo Bertolucci Mekan, 19. Yüzyılın sonunda siyasi birliğini sağlamayı ancak başarabilmiş, bu nedenle de sömürgecilik yarışında geri kalmış İtalya. İtalya’nın en ünlü toprak sahiplerinden Berlinghieri ailesinin oğlu Alfredo ve babası çiftçi olan Olmo, 1900 yılında aynı gün doğarlar. Adaletsizliklerle ve ekonomik sıkıntılarla dolu olan 20. Yüzyıl İtalyası’nda iki yakın arkadaş olan Alfredo ve Olmo’nun arasındaki ilişki, yaşları büyüdükçe keskinleşen sınıf farklılıkları ve ülke içi-dışında yaşanan siyasi sorunlar nedeniyle arkadaşlıktan düşmanlığa dönüşür. Savaşa gidip gelen Alfredo, artık Marksist Olmo’nun gözünde, yok edilmesi gereken faşist bir liderden başka bir şey değildir.

Masaki Kobayashi'nin İnsan Manzaraları serisinin ilk filmi, 2. Dünya Savaşı yıllarında Japonya'nın Çin'in Mançurya bölgesini işgal ettiği yıllarda başlıyor. Parlak bir mühendis olmasının yanında bir hümanist ve savaş karşıtı olan Kaji (Tatsuya Nakadai), Mançurya'daki Çinli esirlerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi üzerine yaptığı çalışma sonrasında yeni evlendiği eşi Michiko (Michiyo Aratama) ile birlikte küçük bir maden kasabasına gönderilir. Burada kendi insani politikalarını yerleştirmeye çalışırken birçok iş arkadaşıyla ters düşen Kaji, aynı zamanda Çinli esirlerin güvenini kazanmanın da kolay olmayacağını anlayacaktır.

2.Dünya Savaşı 'nın sonlarına doğru 1944 yılında Nazi işgali altındaki Roma şehrinde yaşayan bir grup insanın hikayesi anlatılır.Gestapo Nazilere karşı yapılan direniş hareketinin lideri olan Giorgio Manfredi (Marcello Pagliero) 'nin peşine düşmüştür.Yakın arkadaşı Francesco (Francesco Grandjacquet),Francesco'nun evlenmek üzere olduğu dul Pina (Anna Magnani)ve Rahip Don Pietro Pellegrini (Aldo Fabrizi) birlikte Giorgio'nun bir an önce Roma'dan ayrılabilmesi için yeni bir kimlik edinmesine yardımcı olurlar.

11. január, 1979

On dokuzuncu yüzyılın sonunda geçen film, karısı ile sevgilisi arasında kalan soylu bir erkeğin çaresizliğini konu ediyor. Erkek, karısının bir başkasından olan çocuğunu öldürdükten sonra canına kıyar. Film, sinema diliyle, Visconti estetiğinin son örneği olmasıyla ilgi çeker. Ama yönetmen filmde kişilerin toplumsal konumlarına değil, bireysel dünyalarına ilgi duyar.

Nemôžeš nájsť film alebo seriál? Prihlás sa a pridaj ho.

Globálne

s zamerať sa na vyhľadávací riadok
p otvoriť menu profilu
esc zatvoriť otvorené okno
? otvoriť okno klávesových skratiek

Na média stránkach

b ísť späť (do rodičovského pokiaľ možno)
e íst na stránku úprav

Na stránkach seriálových serií

(pravá šípka) ísť na nasledujúcu sériu
(ľavá šípka) ísť na predchádzajúcu sériu

Na stránkach seriálových epizód

(pravá šípka) ísť na nasledujúcu epizódu
(ľavá šipka) isť na predchádzajúcu epizódu

Na všetkých obrázkových strankach

a otvoriť okno pre pridanie obrázku

Na všetkých stránkach úprav

t otvoriť výber prekladu
ctrl+ s odoslať formulár

Na stránkach diskusií

n vytvoriť novú diskusiu
w prepínač stavu pozerania
p prepínač verejný/súkromný
c prepínač zatvorený/otvorený
a otvoriť aktivitu
r odpovedať v diskusií
l ísť na poslednú odpoveď
ctrl+ enter odoslať vašu správu
(pravá šípka) nasledujúca strana
(ľavá šípka) predchádzajúca strana

Nastavenia

Chcete ohodnotiť alebo pridať túto položku do zoznamu?

Prihlásiť sa