Chalfont Dükü'nün küçük kızı, meteliksiz bir İtalyan şarkıcıyla kaçınca, ailesi onu reddeder. Kadın oğlu Louis'ye soylu atalarını anlatır ama, ailesi her türlü yardımı reddettiği için Louis bir kumaşçı dükkânında çalışmak zorunda kalır. D'Ascoyne ailesinin, annesiyle olan akrabalıklarını inatla kabul etmemesinden incinen Louis, kendisi ile aile unvanı arasındaki her türlü engeli ortadan kaldırarak hakkı olanı elde etmeye karar verir. Önce Henley'deki pis bir hafta sonunda en iğrenç kuzenini katleder, sonra da amatör fotoğrafçı olan bir başka kuzenini havaya uçurur. Din adamı olan bir amca zehirlenir; kadınlara oy hakkı verilmesi için mücadele eden bir hala balonunda vurulup düşürülür; asker bir amca en ünlü seferini anlatırken tuzağa düşürülür; ve denizci bir amca, bir çarpışmanın ardından teknesiyle birlikte denizin dibini boylar. Bu durum Louis'yi Chalfont ünvanının tek varisi yapar,
Yüzyıl başı İngilteresindeki sınıfların birbirleriyle olan ilişkilerini ve iç hesaplaşmalarını anlatan bir James Ivory filmi. Viktoryalı aristokrat kapitalistlerin (Wilcoxlar) hayatta tek ilgilendikleri şey paradır. Daha hümanist burjuvaların (Schlegeller) insani durumlarla ilişkileri daha yoğundur. İşçi sınıfı ise yaşam mücadelesi vermektedir. Aristokrat erkeklere aşık olan iki kız kardeş, Helen ve Margaret Schlegel aile tarafından reddedilir. Margaret aristokrat ailenin annesiyle arkadaş olur ve böylece 'Howards End' malikanesinde yıllarca sürecek bir trajedi başlamış olur.
Olaylar 20. yüzyılın hemen başında İngiltere'de Edward çağı hüküm sürerken geçer. Lucy Honeychurch (Helena Bonham Carter) akranı olan bütün kibar İngiliz kızlarının yaptığı gibi zoraki bir Avrupa turuna gönderilir. Bu turlarda genç kızların yanında mutlaka yaşlı bir kadın refakatçi olmaktadır. Bu seyahatte de Lucy'nin refakatine evde kalmış yaşı geçkin kuzeni Charlotte Bartlett (Maggie Smith) verilmiştir. İtalya'ya geldiklerinde bir süreliğine Floransa'da bir pansiyonda oda tutarlar. Burada başka İngiliz gezginler de vardır.
Tolkien, Lord of The Rings serisi, The Hobbit, Silmarillion, Hurin'in Çocukları ve daha nice edebiyat dünyasına kazandırdığı önemli eserle tanınan J.R.R. Tolkien’ın hayatını konu ediyor. Film, İngiliz yazar, şair, filolog ve profesör unvanlı akademisyen JRR Tolkien'ın yetim kaldığı çocukluk döneminden itibaren yaşamının ilerleyen dönemine uzanıyor. Tolkien'in arkadaşlık ve aşkı keşfetme hikayesi anlatılırken diğer yandan da I. Dünya Savaşı Dönemi'nde Tolkien'in yaşadıklarına değiniliyor.
Film, Vera Brittain'in aynı adlı romanından uyarlanarak, onun 1. Dünya Savaşı sırasında yaşadıklarını anlatır. Ünlü bir yazar olma idealindeki Vera (Alicia Vikander) zorlu bir sınav sonucunda Oxford'da okumaya hak kazanır. Ama henüz birkaç ay geçmeden savaşın başladığı haberleri duyulur. Aslında nişanlısı Roland (Kit Harington) da Oxford'u kazanmış olmasına rağmen savaşa gönüllü olarak katılmaya karar verir. Abisi Edward da askere alınınca Vera'nın aklı derslerinden çok cephedeki gelişmelerde kalır. Savaşın henüz ilk yılında nişanlısının ölüm haberini alır. Yaşadığı bu acı üzerine kendi de bir şeyler yapması gerektiğine karar verir ve okulu askıya alarak gönüllü hemşire olarak cepheye gider. Orada hem savaşın acı yüzü ile, hem de ağır yaralı olarak çalıştığı sağlık merkezine getirilen abisi ile karşılaşacaktır.
The sinister Dr. Watt has an evil scheme going—he's kidnapping beautiful young women and turning them into mannequins to sell to local stores. Fortunately for him, Detective Sergeant Bung is on the case, and he doesn't have a clue!
The story of the struggle for the women's vote is much more than just the account of the exploits of Emmeline Pankhurst or the tragic fate of Emily Davidson. Lucy Worsley puts herself at the heart of the drama, alongside a group of astonishing young working class suffragettes who decided to go against every rule and expectation that British Edwardian society (1901-1910) had about them…
A portrait of the masterful author whose novels were adapted into the classics 'The Birds,' 'Jamaica Inn,' and 'Rebecca."
Emily, a young Edwardian girl stifled by the constraints put on the women of her time, moves with her family to the ancestral home in the country, and begins to see the ghost of another girl.
Blissful scenes of tourists arriving by boat and then sea bathing on a beach in the Venetian lagoon.