Emily Rose üniversiteye gitmek için kırsal bölgedeki güvenli evinden ayrıldığında, kendisini nelerin beklediği hakkında sahip değildir. Bir gece yurtta yalnızken, tüyler ürpertici bir ‘halüsinasyon’ (sanrı) görür ve kendinden geçer. Geçirdiği bu krizler daha sık ve ciddi bir hâl almaya başlayınca, koyu bir Katolik olan Emily, kilisesinin rahibi Peder Richard Moore’un kendisine şeytan çıkarma ayini uygulamasını ister. Genç kız bu dehşet verici şeytan çıkarma ayini sırasında ölünce, rahip ihmal sonucu ölüme sebebiyet vermek suçuyla yargılanır.
Hristiyanlık tarihine klasik Hollywood gözüyle değil de sadelik ve özü arayan farklı ve cesur bir gözle bakan Scorsese'nin bu filmi de tıpkı uyarlandığı Kazancakis'in romanı gibi şimşekleri üzerine çekmişti. Kitap Roma Katolik Kilisesi tarafından derhal yasaklı kitaplar listesine alınmış, hatta Kazancakis 1957 yılında öldüğünde Ortodoks Kilisesi defin izni vermediği için cenazesi Kandiye'yi çevreleyen Venedik surlarının dibine gömülmüştü. Film de roman gibi özellikle radikal Hristiyan gruplarca şiddetle protesto edilmiş, hatta Paris'te filmin gösterildiği bir sinema salonu Molotov kokteyli atılarak yakılmak istenmişti. İngiliz televizyonlarında gösterildiğinde ise seyircilerden şikayet alma rekorunu kırmıştı. İstanbul Festivali'nde gösteriminin yapldığı Emek Sineması'na bomba ihbarları yapılmıştı...
A young transgender woman takes a hike through the English countryside in an attempt to resolve her spiritual crisis - but an ancient evil strives to ensure that she never completes her journey.
Dracula Şatosu'nun gölgesinde Karanlıklar Prensi, şeytan çıkarmak isterken yaralanan baygın bir rahibin başından sızan kanla canlanır. Kont Dracula mezarından çıkınca, bir sonraki kurban olarak kendisine güzel bir gelin adayı seçer. Kızın içinde bulunduğu durumun tehlikesini fark eden nişanlısı ile papaz amcası onu bu vahşi vampirden kurtarmak için güçlerini birleştirirler. Vampir Dracula Keineneburg köyünde kana susamış bir biçimde kurbanlarını tuzağa düşürürken Transylvania'da korku bir kez daha kol gezmeye başlar.
Norveçli bir öğrenci olan Thelma ailesini ver kasabadaki hayatını geride bırakarak Oslo'ya üniversite okumaya gider. Çekingen bir kız olan Thelma, yeni hayatına alışmaya çalışırken kısa bir süre sonra kendisinin de açıklayamadığı bazı özel güçleri olduğunu farkeder. Bu güçler, aşkla ortaya çıkıyordur.
Küçükken ailesi gözlerinin önünde vampirler tarafından öldürülmüş olan Jack Crow bu olayın etkisi ile kendini vampir öldürme işine vermiştir. Güzel bir de ekip kuran Crow, memleketi köşe bucak, dere tepe gezip öldürmedik vampir bırakmamaktadır. Vampirlerin underground varlığı ne kadar underground olursa olsun, yine de yüzyıllardır Vatikan tarafından da bilinmektedir. Crow ve ekibi de zaten Vatikan için ama Vatikan’dan bağımsız çalışan, kafa avcılarıdır. Sıradan bir operasyon sırasında çok kötü biçimde sert kayaya toslayan ve master vampir Jan Valek ve vampir ordusu ile müşerref olan Crow ve ekibinden geriye yalnızca kendisi ve has adamı Montoya kalır. Vampirler tarafından ısırılmış ve üç vakte kadar vampire dönüşecek bir fahişe, ve stajyer avcı tıfıl bir genç rahip ile kadroyu genişleten Crow, Valek ve vampirlerinin peşine düşer. Valek, vampirlerin gün ışığında da yürümesini sağlayacak bir teknolojinin peşindedir ve çok geç olmadan durdurulmalıdır.
Rene Clement’in bu başyapıtı Nazi bombardımanı sırasında tüm ailesin yitiren beş yaşındaki bir kız çocuğu ile on yaşındaki bir erkek çocuğunu savaşın bunaltıcı atmosferindeki çocuksu hayatlarına bir bakış atıyor. Arka planda dönemin gündelik hayatıyla.
In 13th century Italy, Francis Bernardone, the son of an Assisi merchant, renounces a promising army career in favor of a monastic life and starts his own religious order, sanctioned by the Pope.
When a group of hikers take off for a weekend of fun and adventure in remote mountain region, they unwittingly stumble across the Staunton family - for whom the hill is named - and find themselves at the mercy of a depraved, diabolical brood that will stop at nothing to rid their property of these "trespassers." The only law on Staunton's Hill is the law of the Stauntons...and, in this case, the penalty for defying that law is death.
Takes place at the Passover and the days that follow the crucifixion. A mix of scripture and Christian legend woven to try and create a more complete picture. It follows Longinus as the Roman soldier who put the spear to Jesus on the cross.
Fiona evinde bulunan kötü ruhani varlıktan kaçarak kiliseye sığınır. Ancak günah çıkarma kabininde rahipten yardım isterken çok daha karanlık bir varlığın yanında oturduğunu fark eder. Bu kısa film, Annabelle: Kötülüğün Doğuşu filminin tanıtımı için gerçekleştirilen "My Annabelle Creation" yarışması için yapılan beş kazanan kısa filmden biridir.
RECONCILIATION is a groundbreaking, provocative story about an estranged father and son struggling to overcome the heartbreaking consequences of their past. Grant Taylor (Eric Nenninger) has been troubled by intense childhood memories ever since his wife, Sara (Chelsey Crisp), gave him the exciting news..."You are going to be a dad!" As fatherhood nears, Grant privately wrestles with his embarrassment and anger toward his own father. His memories come to a head when Sara receives a call informing them that Grant's dad, Jeff (Jack Maxwell), is terminally ill and his last wish is to see his son. With Sara's encouragement, Grant reluctantly goes to see the man he disowned at his 10th birthday party, when he found out his father was gay. At the hospice, father and son confront the past as they come face to face for the first time in 16 years. Will Grant forgive his father for abandoning their family...
A young man breaks his dead brothers car and through the community he fixes it.
Marianne an elderly woman who devoted her life to the occult predicts her own death, afraid for her life she makes a deal with a strange man who calls himself 'The Fool' who tells her he could alter her future and save her from her destiny. When strangers start to move into her house, and she loses all control over her life she realizes that a worse destiny is awaiting her.
This films tells four different stories, all connected by the banks of a river.
Seventeen year old Nikki Rathore is suffering from an incurable heart condition and requires a heart transplant. Her parents Ajay and Shreshta, along with her grandfather Colonel (Dr) Rudraksh Banerjee are almost desperate. Transplant surgeon Dr Sameer promises to carry out the surgery as soon as a donor becomes available for her. Inexplicably, Sameer seems to be drawn closer and closer to Nikki and even starts visiting her quite often while the wait continues. Some events from the past surface to further complicate the situation. In a private conversation, Rudraksh even proposes that he is ready to donate his heart if somehow Sameer can make it happen. One night, the police control room receives a call from someone who tells them he is about to become brain dead. He suggests they set up a green corridor for the transplant. Who is this person? Why does he want to save Nikki at the cost of his own life? The mystery unfolds as the past catches up with the Rathore family.