Dr. Tess Coleman, eşinden boşandıktan sonra iki çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalmış olan bir psikologtur. İş ve ev arasında mekik dokurken, bir taraftan da yeni tanıştığı Ryan adından sevgilisi ile tekrar evlenmenin planlarını yapmaktadır.Ergenlik çağındaki kızı Anna ise okulda İngilizce öğretmeni ile sorunlar yaşamakta ve üyesi olduğu rock grubuna yeterince zaman ayıramamaktan yakınmaktadır. Daha da kötüsü, hayatında kötü giden şeylerin sorumlusu olarak annesini görmektedir.Düğün öncesinde anne kız bir Çin lokantasında yemek yerlerken, ne olduğunu anlayamadıkları garip bir deneyim yaşarlar. Ertesi sabah kalktıklarında artık birbirlerinin vücutlarına geçtiklerini farkederler.
Sutphin Ailesi, her orta sınıf banliyö ailesi gibi dışarıdan mükemmel gözükmektedir. Fakat evin annesinin bir takım sorunları vardır. Kendisinin ve aile fertlerinin o mükemmel düzenini bozan, ailesinin mutsuzluğuna neden olacak en ufak bir şeye bile katlanamayan Betty'nin tahammülsüzlüğü giderek artacak, komşuları taciz etmekle başlayan ufak tefek hareketleri adam öldürmeye kadar gidecektir. John Waters'ın kendine özgü mizah anlayışıyla harmanladığı bu gerilim filmi, Kathleen Turner'ın performansıyla da dehşet verici bir hal alıyor...
Babasıyla birlikte yaşayan Davey evde mutsuz ve huzursuzdur. Artık daha fazla sabredemeyecini düşünen Davey evden kaçmaya karar verir. Fakat nereye gideceğini, nerede yaşayacağını bilemez. Bu soruna bulacağı çözüm ise istediği heryer olacaktır. Zamanla özel bir yeteneği olduğunu ve çok yüksek mesafelere zıplayabildiğini öğrenen Davey bu nedenle başının belada olduğunu ise sonradan farkedecektir.
Yetenekli ve karizmatik İrlandalı gitarist ile genç ve güzel çellist New York'taki Washington Square'de karşılaşırlar, ancak bu sıradan bir gece değildir. Büyülü anlar yaşayan ikili bir süre birbirlerinden ayrı düşeceklerdir. Ancak onları ufak bir çocuk bir araya getirecektir: Küçük bir yetim olan August Rush sokaklarda kendi müziğini yapmakta ve sihirli bir güç tarafından korunmaktadır. Küçük August yeteneğini giderek herkese kanıtlamaktadır.
Jean Valjean fakir bir adamdır. Bir gün açlığını gidermek için bir somun ekmek çalmaya karar verir. Yakalanması neticesinde hak ettiğinin çok üzerinde, ağır bir cezayla karşı karşıya kalır. Bir süre sonrası bağışlanması, Jean'ın tüm hayatını tepeden tırnağa değiştirecektir. Jean, aşkı, otoriteyi, arzuyu ve tutkuyu bulacaktır. Hapisten zirveye doğru giden yol, onlarca saplantının gölgesinde, daha da virajlı hale gelecektir. Victor Hugo'nun edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak addedilen eseri Les Misearbles'in 1998 tarihli uyarlaması olan filmin yönetmeni Bille August. Filmin başrollerinde ise Liam Neeson ve Hans Matheson var.
Çiftçi (Jason Statham) olarak bilinen adamın hayatı, bir Krug çetesinin köyünü (Stonebridge) yağmalaması, oğlunu öldürmesi ve karısını (Calire Forlani) kaçırmasıyla tamamen altüst olur. Bir zamanlar barış içinde yaşayan bu adam karısı Solona'yı kurtarmak için akıl hocası Norick (Ron Perlman) ile kayınbiraderi Bastian'ı (Will Sanderson) Krug çetesinin peşinden sürükler.
Ryan ve Jennifer birbirlerine tamamen zıttırlar, en azından hep böyle olduğuna inanmışlardır. On iki yaşında ilk tanıştıklarında birbirlerinden hoşlanmamışlar, biraz daha büyüdükten sonra yeniden karşılaştıklarında ise birbirlerinden nefret etmişlerdir. Fakat kolejde yeniden görüşünce Ryan ve Jennifer aralarındaki farkların onları birbirlerine bağladığını ve pek sık rastlanmayan bir dostluğun filizlendiğini farkederler.Çocukken bir uçakta tanışan Jennifer ve Ryan, o an hayatlarını nasıl geçireceklerini belirlemişlerdir: Hem kavga, hem flirt ederek. Bundan sonraki bir kaç yıl içinde bir kaç kez bir araya gelecekler ve bu zamanları birbirlerini aşağılamak için kullanacaklardır. Fakat ikisi de Berkeley'deki California Üniversitesi'ne girince, yıllardır süren düşmanlıkları yerini eşine az rastlanır bir arkadaşlığa bırakacaktır.
Screen Daily dergisinin "küçük bir mücevher" sözleriyle övdüğü, Cannes Film Festivali'nde ödül kazanan bu ilk Singapur filmi, Lim ailesiyle yeni hizmetçileri Teresa arasındaki dokunaklı ilişkiyi mercek altına yatırıyor. Filipinli birçok kadın gibi Teresa da daha iyi bir yaşam hayalinin peşinde Singapur'a gelmiştir. Zarif ve duyarlı Teresa'nın yemek hazırlamak ve temizlik dışında aileye bir düzen getirmeye çalışması, aile fertlerini huzursuz eder. Bu arada ailenin sorunlu küçük oğlu Jiale ile Teresa arasında özel bir bağ kurulmaya başlar. 1997 yılında Asya kıtasını sarsan finansal krizin eşiğinde Teresa, yavaş yavaş da olsa ailede kabul görmeye başlar. Ilo Ilo'nun esin kaynağı, yönetmen Chen'in çocukluk anıları.
In 19th century France, Jean Valjean, a man imprisoned for stealing bread, must flee a relentless policeman named Javert. The pursuit consumes both men's lives, and soon Valjean finds himself in the midst of the student revolutions in France.
Modern bir peri masalı... Penelope varlıklı bir ailenin kızıdır, ancak ailesinin üzerindeki bir lanet yüzünden kimsenin sahip olmak istemediği bir burna sahiptir. Aslında oldukça akıllı ve sosyal bir kız olan Penelope, dış özellikleri nedeniyle dışlanır. Yanında ona destek olan ve gizlice aşık olduğu Max en büyük desteğidir. Ancak günü birinde kalbini çok kıran Max, Penelope'nin maceralı yolculuğunu başlatacaktır. Kendisini şimdiye kadar görmediği yerlede bulan Penolope, Annie ile karşılaşır. Annie ona "kendisini olduğu gibi sevmesine" yardımcı olacaktır * Filme yapılacak en temel eleştiri, karakterlerin abartılı ve anlamsız tepkileri olması. Mesela domuzcuk burnuyla bile gayet güzel ve sempatik duran Penelope'den adeta canavarmış gibi kaçan saçma sapan adamlar var. Bununla birlikte, romantik bir peri masalından daha fazlası var filmde. Penelope'nin aşkı ararken kendini bulma serüveni esas temayı teşkil ediyor. Keyifli bir çerezlik denebilir.
Liz, just returned home after a mental breakdown, has to welcome a relative stranger into her home when Caitlin, a young, vivacious woman, claims to be her husband's daughter.
Karen McCoy is released from prison with nothing but the clothes on her back. Before being incarcerated Karen was the bank robber of her time, but now she wishes for nothing more than to settle down and start a new life. Unfortunately between a dirty parole officer, old business partners, and an idiot ex-husband she will have to do the unthinkable in order to save her son.
A young girl lives in a van with her little brother & her mom. Tired of the embarrassing situation which was promised to be temporary, she decides to try to fix it all on her own. But how to get the money needed first? One day, the girl comes across a flyer offering a reward for a lost dog. Under the mistaken impression that a house could also really cost just that much, she then plots to do exactly that- with the additional help of her best friend, little brother & some others, they'll find a "missing" spoiled pup, return him & get a new home just in time for her birthday! Or at least, that's the plan.. what could go wrong?
Peki, Raghuvaran'ın nasıl bir hayatı var?! Ona sadece doğuştan kötüleri oynayan bir aktörün adı verilmedi, aynı zamanda hayatı boyunca şanslı değildi. Küçük kardeşin bir işi var ve ailesi onu seviyor. Ve Raghu mühendislik diploması ile işsiz oturuyor, herkes ona serseri demeye çalışıyor. Baba, beleşçiden memnun değil. Bir anne Raghu'nun yetenekli olduğuna ve siyah çizgisinin geçeceğine inanıyor. Ve başka bir kız komşu Shalini. Adamdaki asıl şeyi gördü - ruhu, belirsizlikten muzdarip. Kapalı alanda hiç ışık yok gibiydi. Ama mutluluk olmazdı, ama talihsizlik yardımcı oldu ...
A rich man chooses to lead the life of a beggar for 48 days in the hope that his mother, who is on her deathbed, will recover.
Jean Valjean, a Frenchman imprisoned for stealing bread, must flee a relentless policeman named Javert. The pursuit consumes both men's lives, and soon Valjean finds himself in the midst of the student revolutions in France.
In 19th century France, Jean Valjean, a man imprisoned for stealing bread, must flee a relentless policeman named Javert. The pursuit consumes both men's lives, and soon Valjean finds himself in the midst of the student revolutions in France.
Yeni doğan bebeğini vermeye hazır bir macerada tren kazası. Arsız bir sokak çocuğunun da katıldığı bu ikili, firarda olan iki elmas gibidir.
After hitting a dog with his car, Stefan, guilt-ridden, decides to bring it with him to the hometown lake, where he is headed in order to complete the film about his mother who has recently passed away.
Corinne is a single mother of twin 5-year-old boys, Steven and Phillip, who are diagnosed with autism. Public school officials threaten to remove them from school due to their behavior, but through therapy, the boys are able to make major strides in their capabilities. A decade later, teens Steven and Phillip seek to prove they can handle high school while still struggling with their disorder.