Genç ve başarılı bir banker olan Andy Dufresne, karısını ve onun sevgilisini öldürmek suçundan ömür boyu hapse mahkum edilir ve Shawshank hapishanesine gönderilir. İşkence, tecavüz, dayak dahil her türlü kötü koşulun hüküm sürdüğü hapishane koşullarında, Andy'nin hayata bağlı ve her daim iyi bir şeyler bulma çabası içindeki hali, çevresindeki herkesi çok etkileyecektir. Bir süre sonra parmaklıkların arkasında bile özgür bir yaşam olabileceğine bütün mahkumları inandırır. Bu mahkumlardan biri olan Ellis Boyd "Red" ve Andy, unutulmaz bir dostluk kurarak hapishaneyi bambaşka bir yer haline getirirler.
Askerden terhis olduktan 7 yıl sonra eski bir Vietnam gazisi olan John Rambo yayan olarak geldiği bir kasabada biraz dinlenip karnını doyurmak ister. Ancak kasabanın girişinde kasaba şerifi Rambo’yu hoş karşılamaz ve kasabadan ayrılmak istemeyen Rambo’yu tutuklayıp karakola götürür. Karakolda gördüğü işkenceler sırasında aklına savaş zamanı gelen Rambo kendini kaybeder ve kasabanın yakınında ki ormanlık alana kaçar. Peşinde ki güvenlik güçlerinden kurtulmak için gördüğü eğitimi uygulamaktan başka şansı olmayan Rambo’nun eski Yeşil Bereli olduğunu öğrenen polis kuvvetleri ise eski komutanı Albay Samuel Trautman yardım isteyecektir.
Mathilda, New York'ta yaşayan ailesi dağılmış 12 yaşında küçük bir kızdır. Ailesini sevmeyen Mathilda için en değerli varlığı küçük kardeşidir. Babası uyuşturucu işlerine bulaşınca mafya ailenin tüm bireylerini öldürür. O sırada alışverişte olan Mathilda ise olaydan kılpayı kurtulur ve Leon'un kaldığı daireye saklanır. Leon ise çok soğukkanlı bir katildir. Ancak Mathilda'ya karşı içten bir sevgi besler ve ona kol kanat gerer. Aslında babalık, arkadaşlık gibi kavramlar ona çok yabancıdır.
Film, 23 Temmuz 1967 tarihinde Amerika’nın Detroit kentinde gerçekleşen ve 12. Sokak Ayaklanması olarak da bilinen sivil halk isyanını konu alıyor. Polislerin bazı barlara izinli saatler dışında açık oldukları gerekçesiyle baskın yapmasıyla alevlenen ve 5 gün boyunca devam eden isyanı, Amerikan tarihinin en yıkıcı ayaklanmalarından biri olarak anılır.
Her gün Amerika'nın arka sokaklarında bir savaş tekrarlanmakta. Uyuşturucu satıcıları, sıradan insanlar ve onları diğerlerinden korumaya yemiş etmiş insanlar arasında geçen bir savaş. 13 yıllık narkotik polisi Alonzo Harris, sokaklarda geçirdiği yıllar boyunca mesleğe ilk girdiği günkü idealistliğini kaybetmiş ve işleri kitaba uygun yapmaya çalışırsa hiç bir şey yapamayacağının ve kısa zamanda öldürüleceğinin bilincine varmıştır. Alonzo ve onun gibi bir çoğu artık gereken işi yapabilmeleri için korudukları kanunu çiğnemektedirler. Artık yaptıkları işin yasal olup olmadığı iyice bulanıklaşmıştır.Bir gün onun yanında göreve verilen çaylak polis Jake Hoyt ise Alonso'dan çok farklıdır. Jake her işi kitabına uygun yapıp toplumu düzene sokmayı inanç edinmiş tam bir idealisttir.
Amerikan tarihinin en önemli insan hakları savunucularından ve siyahi liderlerinden biri olan Malcolm X’in hayatı, Spike Lee’nin yaratıcı bakış açısı ile beyazperdeye aktarılıyor. Daha önce Broadway’de tarihi lideri canlandırmış olan Denzel Washington’un dikkate değer oyunculuğu ile Malcolm X’in hikayesi sıradan bir biyografi olmaktan çok, bir insanın hayatında devrim yapıp kendini gerçekleştirmesi şeklinde, dönemlere bölünerek anlatılmış:Babası Ku Klux Klan tarafından öldürülen Malcolm, çağdaşı bir çok zenci gibi umutsuz ve zor bir çocukluk geçirir. Neticesinde hayatı günlük yaşayan hedonist bir hırsıza dönüşür. Sonunda hapise girdiğinde İslam öğretisi kendisini yeniden tanımlamasına yardımcı olur. Burada dahil olduğu toplulukta kendini bulur ve yükselmeye başlar. Hapisten çıkınca Malcolm, adeta bir mesih işlevi yüklenir ve kendilerini birer suçlu yapan toplumsal adaletsizliğe başkaldırır.
1999 yılında‚ yeni milenyuma geçişin arifesinde‚ batı toplumu yarı anarşik kontrolden çıkmış bir hayat yaşamaktadır. Kendi geçmişinin hayaletlerinden kurtulamayan Los Angeleslı genç bir polis eskisi olan Lenny Nero‚ şimdi artık kısaca klip denilen‚ başkalarının yaşadığı anıların satıldığı karaborsanın simsarlarından biridir. Kaybettiği eski kız arkadaşı Faith ile olan kendi kliplerinin de bağımlısıdır. Los Angeles polisinden iki dedektif‚ Lennynin elinde bulunan bir klibi ele geçirmek için hayatını cehenneme çevirir. Yılbaşı kutlamaları yaklaşırken‚ bu esrarengiz klip Lennyyi umduğundan daha büyük bir komplonun içine itecektir. Kathryn Bigelowun kendi filmografisi adına bu sıradışı sayılabilecek yakın gelecek bilim kurgusu‚ görsel olarak baştan çıkarıcı olmanın yanısıra‚ meraklıları için hafif bir siber punk lezzeti de sunuyor. Tuhaf Günler‚ sürükleyici ve uzun finaliyle de izleyende bir tatmin duygusu bırakmayı biliyor.
Merkez Bankası her gün 120 milyon dolar nakit parayı dolaşımdan alıp imha etmektedir. Şehrin en başarılı silahlı soygun çetesi de Los Angeles'ın ünlü bankasının günlük olarak imha ettiği bu paraları almak için imkansız bir soygun planına girişir. Ancak farklı yeteneklerle donanmış olan bu elit ekibin işi planladıklarından daha zor olacaktır. Zira Los Angeles Şerif Bürosu'nun deneyimli ve cesur elemanları, hırsız çetesinin tam karşısında durmaktadır.
1987 yılında California’daki Compton sokaklarından NWA (Niggaz Wit Attitudes) adında 5 genç adamdan oluşan bir grup çıkar ve hayat hakkındaki isyankar görüşleri ile kendi müziklerini kullanarak Hip Hop kültüründe bir devrim yaparlar.
1997 yılında papa Brezilya'ya bir ziyaret yapacaktır. Özel Polis Harekatları Birliği BOPE'ye Papa'nın ziyaretinden önce favelalardaki bir mahallenin temizlenmesi görevi verilir. Bu operasyonu yürütmekle görevli Yüzbaşı Nascimento, karısının hamile olduğunu öğrenince birliğinden ayrılmaya karar verir, ama önce kendi yerine geçmeye layık birini bulmalıdır.
Genç gazeteci Joshua araştırmaları sonucunda, polis departmanının üst düzey bir birimindeki yasadışı işlere dair bilgilere ulaşır. Bu karanlık ilişkilerin arkasındakileri gün ışığına çıkarmak için, gazeteci Ashford ve hırslı araştırmacı Wallace ile zorlu bir ortaklığa girmesi gerekmektedir. Bu üçlünün en önemli tanığı ise, kendisi de eskiden söz konusu karmaşık çarkın içinde yer almış olan itirafçı polis Deed’dir. Ancak bir sorun vardır: Joshua peşinde olduğu insanların acımasızlıklarını fazlasıyla küçümsemektedir ve onların neler yapabileceğinden henüz haberi yoktur…
Birkaç genç, siyah adam San Francisco kentinin Oakland-bölgesinde yer alan Fruitvale adlı BART geçiş istasyonunda protesto eylemi yaparlar. Polisler tarafından geri püskürtülmeye çalışılan eylemcilerin sesi, duyulan birkaç el silah atışıyla kesilir… Sonraki sahnelerdeyse 22 yaşında olan ve Area Körfezi bölgesinde yaşayan Oscar adlı delikanlıyı görürüz. Dünya henüz Noel arifesindedir. Fakat Oscar Hayward'da işleri yoluna koymakla mücadele etmektedir. 2008'in son gününde yanında ailesi, arkadaşları, düşmanları ve hatta tanımadığı yabancıları alarak 'sınırları' geçecektir…
After a chaotic night of rioting in a marginal suburb of Paris, three young friends, Vinz, Hubert and Saïd, wander around unoccupied waiting for news about the state of health of a mutual friend who has been seriously injured when confronting the police.
Kendi halinde otoyolda seyreden tır sürücülerine takan şerif ve polis ordusu ile efsane tır sürücüsünün liderlik yaptığı tır konvoyu arasındaki mücadele, önce gırgır havasında başlayıp tırcıların şerif ve polisleri döverek kaçmaları üzerine bir drama halini alır. Ülkedeki bütün tırcılar haberi duyar duymaz konvoya katılır, medya konvoya bulaşmaya çalışır, politikacılar bundan nasiplenmek ister.
Acımsız bir polis olan yüzbaşı Ivan DANKO (Arnold Schwarzeneger), Moskova Cinayet Masası'nın şefidir. Danko basit bir trafik suçu nedeniyle Amerika'da tutklanan Rus asıllı bir uyuşturucu tacirini ülkeye geri götürmek üzere Chicago'ya kendisine eşlik etmek üzere Art Ridzik (James Belushi) adında hazırcevap, kılıksız ve adı çıkmış bir dedektif görevlendirilmiştir. Farklı kültürlerden gelen bu iki ilginç polis, beraber çalışmaya başlarlar. Kısa sürede aralarında espiri ve saygıya dayalı bir ilişki doğar. İkili, Stateville Hapishanesi'nin duvarları ardından yürütülen uluslararası uyuşturucu trafiğini durdurmak üzere harekete geçerler. Bu arada uyguladıkları 'Rus ve Ridzik Tarzı' altenatif polis prosedürleri nedeniyle başları, resmi makamlarla belaya girer ve kaçak duruma düşerler. Kızıl Meydan'da çekilen ilk Amerikan filmi olma özelliği taşıyan 'Kızıl Ateş', zevkle izleyeceğiniz bir aksiyon/komedi.
Film, kızı bir süre önce evlerine yakın bir yerde tecavüz edilerek katledilen Mildred Hayes’in öfkeli, saldırgan hallerini yansıtıyor. Kızının cinayet davasında bir suçlu bulunmadan aylar geçer ve Mildred bunun üzerine cesur bir hamle yapar. Karayoluna yakın bir yerden üç reklam panosu kiralar ve kentin saygıdeğer polis şefi William "Bill" Willoughby'ye yönelik meydan okuyan mesajlar karalar. Mildred bu işten vazgeçmesi için yapılan bütün baskı ve zulümlere göğüs gerer ve herkese tek başına meydan okur.
Annesiyle birlikte seyahat ederken bir cinayete tanık olan Amişler’den küçük bir çocuk, John Book adında iyi kalpli bir polis tarafından korunmaya başlar. Zira katiller ailenin peşine düşmüştür. Book’un tek şansı çocuk ve annesiyle birlikte kayıplara karışmaktır...
New York Brooklyne’de, yılın en sıcak günündeyiz. Mahallede geveze bir DJ’yin yeteneklerini sergilediği bir radyo istasyonu ve Koreli bir çiftin işlettiği bakkal dükkanı dışındaki yegane hareket merkezi, mıntıkanın bir beyazın işlettiği tek ticarethane olan pizzacıdır. Sal’ın Meşhur Pizzaları isimli dükkanda adamın birbirinden deli saçması iki oğlu ve bezgin siyahi Mookie çalışmaktadır. Mookie’nin hayatında ise gereğinden fazla sorumluluk sahibi kızkardeşi Tina dışında, iki kankası, rap düşkünü sessiz Radio Raheem ve çabuk alevlenen mizacıyla Buggin' Out vardır. Buggin’ bir gün Sam’ın dükkanında asılı bir İtalyan asıllı Amerikalılar köşesinde neden hep beyazlar olduğunu gündeme getirip mahalle çapında eylem yapmaya kalkar. Küçük aklıyla hesabedemediği şey ise, sinirlerin zaten gergin olduğu bu yılın en sıcak gününde olayların ne kadar kolay kontrolden çıkabileceğidir.
'Carandiru', içinde yaklaşık 8000 mahkum barındıran, halk arasında 'Carandiru' olarak bilinen Brezilya Sao Paulo Hapishanesi'nde 1992 Ekim'inde gerçekleşen bir isyanın öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Babenco, bir isyan olarak başlayıp bir katliama dönüşen olayı ('9. Koğuş Katliamı'), öykünün merkezine AIDS'le mücadele için hapishaneye gelen, idealist bir doktor karakterini koyarak işlemeyi tercih etmiş. Zamanla hapishanedeki farklı grupların saygısını kazanan doktor, hızla gelişen olaylar karşısında çaresiz kalıyor.
New Yorklu dedektif Popeye (Gene Hackman) ve ortağı Buddy'nin (Roy Scheider) Fransa'dan gelecek olan büyük bir uyuşturucu sevkiyatını durdurma çabalarını seyrediyoruz. Popeye Doyle o kadar hırslı ve sinirli bir polistir ki işini yaparken pek çok insanın da hayatıyla oynar. Buddy Russo ise ondan biraz daha ılımlı bir adamdır. Amerika'daki uyuşturucu trafiğinde 'Fransız Bağlantısı'nı keşfeden bu iki polis önlerine çıkan birçok engeli altedip Alan Charnier'in peşine düşüyorlarlar.